"Enter"a basıp içeriğe geçin

Musa Çelebi’nin Rumeli’de Hükümdarlığı

Edirne’ye giren Musa Çelebi, biraderi Çelebi Mehmed’le olan mukavelesine riayet etmeyerek Edirne’de hükümdarlığını ilan eyledi; adına hükümdarlığı akçe kestirdi (813 H./1410 M). Kendisini muharebede terk eden ve Emir Süleyman tarafına geçmiş olan despotun kardeşi vuku bir baskın neticesinde yakalayarak öldürdü (6 Haziran 1410); aynı akıbet despot Stefan’ın oğlu Lazar’ın basma da geldi. Süleyman’ın da ortadan kalkmasıyla mücadele sahnesinde, Mehmed Çelebi ile Musa Çelebi kaldılar; bu suretle Mehmed Çelebi Anadolu’ya ve Musa da Rumeli’ye sahiptiler. Biraderi Çelebi Mehmed’in Anadolu’da kuvvetli olduğunu yakinen bilen Musa Çelebi hiç o tarafla mücadeleye girişmedi.

Musa Çelebi, cesur, gözü pek, faal hükümdar olmakla beraber çok sert ve haşin idi. Biraderi Emir Süleyman’ın adamlarına emniyet edemeyerek onları değiştirdi. Kör Melikşah adında ümeradan birisini kendisine vezir ve Mihaloğlu Mehmed Bey’i beylerbeyi yaptı 516; tarihlerde Şeyh Bedreddin-i Simavî diye meşhur olan Samavna ve yahut halk arasındaki adiyle Samona kadısı oğlu büyük âlim şeyh Bedreddin Mahmud’u kazasker tayin eyledi.

Musa Çelebi, evvela kendisi aleyhine Emir Süleyman’a yardım etmiş olan Sırp despotundan intikam almak istedi ve mühim bir kuvvetle Novoberdd’yı zabtetti ve isyan eden Bulgar beyini itaat altına aldı ve bunu müteakip Emir Süleyman’a yardım etmiş olan Bizans imparatoruyla uğraştı; Musa, Timur hadisesinde babasının başına bela olmasına imparatorun sebep olduğunu söylüyordu. Biraderi Süleyman’ın, Bizanslılara terk etmiş olduğu Karadeniz sahilindeki şehirleri ve Tesalya’yı aldıktan sonra İstanbul’u abluka etti (814 H./1411 M.)

Bu durum üzerine imparator, şehri muhasaradan kurtarmak için Emir Süleyman’ın oğlu olup babasının ölümü üzerine İstanbul’a kaçan veya daha doğru olarak imparatora rehin verilmiş olan Orhan adındaki şehzadeyi Rumeli’ye salıverdi. Şehzade Orhan Selanik ve Tesalya taraflarında hükümdarlık iddiasıyla faaliyete başlamış olduğundan Sultan Musa İstanbul muhasarasını kısmen kaldırıp Selanik taraflarına koştu. Musa, Orhan’ın kuvvetlerini dağıttı; Orhan Selanik kalesine kaçtı ve Musa Çelebi, Selanikli muhasara etti. Buradan sonra İstanbul muhasarasını sıkıştırdı.

Musa Çelebinin şiddetinden korkan ve Osmanlı hanedanı arasında saltanat mücadelelerinden istifade etmek isteyen İmparator Manuel, şehirde az kuvvet bulunmasından dolayı İstanbul’un Musa’nın eline geçmesinden korktu. Bursa’da bulunan Mehmed Çelebi’ye haber gönderip davet etti; Çelebi Mehmed, Gebze kadısı Fazlullah’ı elçi olarak gönderdi; görüşüp anlaştılar; bu anlaşma gereğince Çelebi Mehmed imparatora bazı yerler terk etti. Ve bu suretle Çelebi’nin kuvvetleri İmparatorun göndermiş olduğu gemilerle Anadolu kavağı tarafından yahut Dukas’ın kaydına göre (s. 95) askeriyle Üsküdar’a gelip Rumeli’ye geçirildiği sırada kendisi de Üsküdar’a gelerek İmparatorla görüştü; mağlup olursa imparator kendisini şehre alacaktı.

Mehmed Çelebi, gelişinin dördüncü günü İnceğiz mevkiinde Musa Çelebi ile yaptığı muharebede mağlup ve yaralı olarak perişan bir halde az bir maiyyetle İstanbul’a. kaçtı ve imparatorun gemileriyle Anadolu’ya geçti (814 H./1411 M.) Musa Çelebi, bu muvaffakiyetleri ile beraber maiyyetine ve ümerasına karşı pek sert olduğundan Rumeli beyleri kendisinden yüz çevirerek müsait bir fırsat bekliyorlardı. Nitekim Sırbistan hududundaki sancak beyleri ve bu arada Üsküp sancak beyi Paşa Yiğit ve diğer bazı ümera Süleyman Çelebi’ye hizmet ettikleri için Musa Çelebi tarafından hapsedilmişler ve sonra affolunarak oradan yine eski sancaklarına gelip İstefan Lazareviç’le Musa Çelebi aleyhine anlaşmışlardı; Musa daha hükümdarlığının ilk senesinde (1410) İstefan’ı mağlup edip bazı yerlerini almıştı ve bundan dolayı Sırp despotu Musa aleyhine dönmüştü. Musa’nın başka bir yerde meşgul olduğu sırada Çelebi Mehmed Rumeli’ye geçerek bîraderîyle muharebe ettiyse de yine muvaffak olamadı (815 H./1412 M.)

Çelebi Mehmed, bu ikinci mağlubiyetten sonra Rumeli beylerinin Musa’ya aleyhtar olduklarını öğrenince el altından, bu beylere haber gönderip onları tarafına çekiyordu. Mesela akıncı kumandanı meşhur Evrenuz bey’le iyice hazırlandıktan ve kayın pederi Dulkadiroğlu Nasırüddin Bey’den de kuvvet aldıktan sonra otuz bin kişilik bir ordu ile yine imparatorun gemileriyle Rumeli’ye geçti; yanına bir miktarda Rum askeri verilmişti Evrenuz Bey Sırpları Çelebi Mehmed tarafına çevirmişti. Musa’nın yanında beylerbeyi Mihaloğlu Mehmed Bey ile Timurtaş Paşa oğlu Umur Bey’den başka büyük beylerinden kimse kalmamıştı. Evrenuz Bey tarafından aldığı mektuptaki tavsiyeler üzerine Çelebi Mehmed ihtiyatlı hareket ediyordu. Vize tarafında iptida Musa Çelebi’nin Kara Halil kumandasındaki ileri kuvvetleri mağlup edildi ve oradan Edirne’ye gelindi; şehrin muharebenin sonuna kadar kimseye teslim olmayacağı ve kim galip gelirse şehrin ona verileceği söylendiğinden Çelebi Mehmed bunu kabul ederek hemen Zağra tarafına hareket etti.

Çelebi Mehmed kuvvetlerine karşı mukavemet edemeyeceğini anlayan Musa Çelebi Kuzey Bulgaristan’a çekilmek istiyordu; Karadeniz sahili boyundan ve Balkanların güneyinden müttefikleriyle birleşmek üzere ilerleyen Çelebi Mehmed Filibe yakınında Musa’nın karşısına çıktıysa da Mehmed Çelebi muharebe etmedi ve müttefikleri olan Sırp despotu Lazareviç ve Makedonya ve kendisine iltica eden Türk beyleriyle Paşa Yiğit, Barak Bey ve Tırhala beyi Sinan Bey, Gazi Evrenuz ile birlikte hareket etmek üzere Niş taraflarına doğru gitti ve sonra hep birlikte, Tıma’ya doğru çekilmekte olan Musa Çelebi’ye yetişerek kendisini muharebeye mecbur ettiler. Sofya’nın güneyinde Samakov kasabası civarında Çamurlu Derbend mevkiinde vukua gelen muharebede Musa Çelebi fevkalâde cesaretle harb ettiyse de zaten az olan kuvvetleri bozuldu ve kendisi yaralanarak kaçıp atı ile beraber bir çeltik arkına düştü kendisini takip eden Bayezid Paşa ve Mihaloğlu (Yahşi Bey) veBarakBey yetişip yakalayarak elini bağladılar ve arkadan Baltaoğlu yetişerek Musa’yı boğdu. Kabri Bursa’da babasının türbesindedir (816 Rebi-ulevvel/10 Temmuz 1413).

Musa , Çelebi’nin Rumeli’de hükümdarlığı üç seneden azdır. 813 H./1410 M. de, hükümdar olduğu ilk senede kestirdiği sikkeler meskukât kataloglarında görülüyor Musa Çelebi’nin katledildiğini haber almış olan Timur’un oğlu Şahruh Mirza kendilerinin yüksek hâkimiyeti altında saydıkları Çelebi Mehmed’i bu hareketinden dolayı 818 Zilhicce (1416 Şubat) tarihli bir nâmesiyle muâhaze etmiş ve Çelebi Mehmed de hükümdarlığın şirket kabul etmediğini ve bu hallerin düşmana fir’sat verdiğini ve bu yüzden Selanik taraflarının elden çıktığını bildirmiştir. Süleyman Çelebi ile Musa Çelebi arasındaki muharebeler esnasında Ohri sancak beyi olan Aydınoğlu Cüneyd Bey fırsattan istifade ederek memleketine dönmüş ve Emir Süleyman’ın koyduğu valiyi öldürerek Ayasoluğu elde etmiştir. (812 H./1409 M.).

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir