"Enter"a basıp içeriğe geçin

Osmanlı Devleti Demir Yolları

Osmanlı Devleti demir yollarını Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirmiş Avrupa devletlerine imtiyazlar vermek suretiyle yaptırdı.

Osmanlı Devleti’nde demir yolu inşa eden ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek Osmanlı Devleti’ni bir sömürge devleti hâline getirmek istediler. XIX. yüzyıldaki gelişmiş ülkeler, hacimli ve ağır yükleri en ucuz bir şekilde taşıyabilmek, mamul hâline getirilen malları pazar oluşturdukları ülkelere götürebilmek için demir yollarını kullandılar. Bu amaçla İngiltere, kendine ait sömürge topraklarına rahatça ulaşabilmek için 1836 yılında İskenderiye’den Bağdat’a ve Basra Körfezi’ne dek uzanan demir yolu ağı kurmak istedi ancak Süveyş Kanalı’nın açılması ile bu demir yolu ağının yapımından vazgeçti.

Osmanlı Devleti’nde demir yolu ulaşımı ilk kez 1851’de Kahire ve İskenderiye arasındaki hattın yapılmasıyla başladı. Anadolu’da ise 1856 yılında İzmir-Aydın Demir Yolu’nun inşasıyla başladı.

İzmir-Aydın Demir Yolu
İzmir-Aydın Demir Yolu

Avrupa Kıtası’ndaki ilk Osmanlı demir yolu 1856’da Cenova-Köstence Demir Yolu İngiliz şirketlerince açıldı. Osmanlı demir yollarının yönetimi için 1865’te Nafia Nezareti ile Turuk ve Meabir Dairesi kuruldu. 1872’de demir yolu yapım ve işletmesini gerçekleştirmek amacıyla da Demir Yolları İdaresi kuruldu. Osmanlı Devleti’nde demir yolu alanında ilk büyük çalışma 1860 yılında Abdülmecit’in nazırlarından Ali ve Fuat Paşalar tarafından hazırlandı. Balkan Yarımadası’nın tamamını kapsayan bu demir yolu projesi İstanbul’u Tuna, Viyana ve Paris’e bağlayacaktı. Ali ve Fuat Paşalar İstanbul-Bağdat arasında da bir hat döşenmesini planladı ancak Osmanlı Devleti’nin böyle büyük bir projeyi mali açıdan yapması mümkün değildi. Sadrazam Ali Paşa’nın gayretleriyle İstanbul-Viyana-Paris Demir Yolu 1888’de açıldı.

Sultan Abdülaziz Dönemi’nde İstanbul’u Bağdat’a bağlayacak olan demir yolu yapılması planlandıysa da Osmanlı Devleti’nin 1875’te iflas etmesi üzerine bu proje uygulanamadı.

Osmanlı Devleti’nde en fazla demir yolu yapımı II. Abdülhamit Dönemi’nde Düyûn-ı Umûmiye İdaresi’nin kurulmasıyla başladı. Bu dönemde Anadolu Demir Yolları (1888), Bağdat Demir Yolu (1889), Yafa- Kudüs Demir Yolu (1889), Selanik-Manastır Demir Yolu (1890), Beyrut-Şam Demir Yolu (1890), Selanik-İstanbul Demir Yolu (1892) yabancılara imtiyaz verilerek yapımına başlanan demir yolları oldu.

Bağdat Demir Yolu (temsilî)
Bağdat Demir Yolu (temsilî)

Bu dönemde demir yolu politikası savunma politikalarıyla birlikte düşünülmeye başlandı. II. Abdülhamit’in en büyük projelerinden biri de Bağdat Demir Yolu’nun yapılmasıydı. Bu hattın yapımını Almanlara veren II. Abdülhamit bu hat sayesinde İngiltere ve Rusya’yı telaşa ve korkuya sürükledi. Almanların bu bölgede etkinliğinin artması özellikle İngiltere’yi telaşlandırdı çünkü bu projeyle İngilizler, sömürge yollarının kontrolünü kaybedebilirdi. Rusya, Osmanlı Devleti’nin demir yolu sayesinde Avrupa’daki Rus pazarını zayıflatacağından ve Osmanlı Devleti’nin savunma gücünü arttıracağından endişelendi böylece II. Abdülhamit’in demir yolları projesi Avrupa devletlerini karşı karşıya getirmiş oldu.

Osmanlı Devleti’nin ulaşım politikaları daha çok siyasi, askerî ve stratejik ağırlıklıydı. Demir yollarının yapımıyla merkezî otorite ülkenin her köşesinde kuvvetlenecek, askerî sevkiyatlar rahat yapılacak, isyanlar kolay bastırılacak ve devletin bir bütün olarak kalması sağlanacaktı. II. Abdülhamit’e göre demir yolları sayesinde Osmanlı tarım ürünlerinin pazara sevki kolaylaşacak, halkın zenginliği artacak, ticaret gelişerek ithalat ve ihracattan alınan gümrük vergileri hazineye katkı sağlayacaktı. Demir yolu güzergâhındaki madenler daha rahat işletilerek maden üretimi ve geliri artacaktı ayrıca göçmenler demir yolu sayesinde ülke içindeki uzak bölgelere kadar götürülüp yerleştirilecekti.

Osmanlının coğrafi konumundan yararlanmak ve ekonomik potansiyelini kullanmak isteyen Avrupalı ülkelerin de demir yollarından birtakım beklentileri vardı. İngilizler ve Fransızlar daha çok iktisadi düşüncelerle demir yollarını devletin zengin bölgelerinde açtılar. Almanlar ise daha çok askerî ve stratejik kaygılarla demir yolu inşa ettiler.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir