"Enter"a basıp içeriğe geçin

Osmanlıcılık Fikir Akımı – Osmanlı Devleti Fikir Akımları

Osmanlı Devleti’nin sahip olduğu topraklar üzerinde asırlar boyunca yaşayabilmesi onun siyasi ve idari becerisi ile alakalıydı.

Birçok farklı din ve etnik kökenli unsuru bir arada yaşatabilmek için de “Millet Sistemi” denilen bir sistemi hayata geçirmişti. Ancak burada ifade edilen “millet” kavramı dinî cemaatleri tanımlamak için kullanılmaktaydı. Merkezî yönetim bu sistemi yaşatabilmek için önemli çalışmalar yapıyordu.

Millet Sistemini Yaşatabilmek İçin Yapılan Çalışmalar

  • İmparatorluğu bir arada yaşatabilmek için Anadolu ihmal edilmiş, Sırbistan’ın, Bulgaristan’ın, Arabistan’ın kalkınmasına ve imarına çalışılmıştır. Mithat Paşa’nın Bulgaristan’ı kalkındırmaya çalışması, Anadolu’dan önce, Hicaz demiryollarının inşası gibi
  • Anadolu’yu ihmal etmek pahasına önce Balkanlarda mali, hukuki ve idari ıslahatların yapılması
  • Sırbistan, Romanya ve Bulgaristan’a idari özerklik verilmesi.

Bütün bu çabalar azınlıkları bir arada tutmaya yetmedi. Osmanlı “Millet Sistemi” özellikle Fransız İhtilali’nden sonra sarsılmaya başladı. Özellikle Fransız İhtilali’nin getirdiği “milliyetçilik” rüzgârı önce Avrupa’da, sonra da Osmanlı’nın Balkanlar’daki topraklarında yaşayan unsurları etkiledi ve bütün ülkeye yayılmaya başladı.

Bu süreci etkileyen diğer bir sebep, Viyana Kongresi (1815) ile gerçekleştirilen ittifakların ortaya çıkardığı “Şark Meselesi” kavramıyla Osmanlı’ya karşı blokların oluşturulmasıydı. Bu sırada başlayan Yunan İsyanı, İhtilalci diğer cemiyetleri de etkilemişti.

Osmanlı Millet Sistemini etkileyen önemli bir sebep de Osmanlı modernleşme sürecidir. Bu çabalar sonucunda merkezÎ yönetimden uzak yaşamaya alışan azınlıkların otorite tanımazlık tavırlarının doğurduğu düşüncelerdir. Gelinen bu aşamada Osmanlı yönetiminin eski gücünü yitirmesi ve Avrupalı Devletlerin baskıları ve ayrılıkçı hareketleri cesaretlendirmeleri Osmanlı Millet Sistemini etkileyen diğer sebeplerdi.

XIX. yüzyıl boyunca sürecek olan bu çabalar karşısında Osmanlı Devleti ve yöneticileri de olup bitenlere çare aramaktaydı. Bu çabaların başında bütün unsurları bir çatı altında tutabilecek bir üst kimlik arayışına yöneldikleri görülmekteydi.

Osmanlı Devleti Arması
Osmanlı Devleti Arması

Osmanlılık veya Osmanlıcılık Fikir Akımı

Tanzimat Fermanı’yla başlayan yeni süreçte ise Avrupaî tarzda kurumsal yapılanmaya paralel olarak Osmanlı azınlıkları arasındaki statü farklılıklarını ortadan kaldırmak için hukuki reformların yapılmasına özen gösterilmişti. Bu çabalarla bir anlamda milliyetçilik rüzgârının hızını kesmek isteyen yöneticiler, Osmanlılık kavramının işlevsel yönüne ağırlık vererek bir şekilde ortak değer yaratmak istemişlerdi.

1876 tarihli Kanûn-i Esâsî’nin ilanıyla da bu düşünce akımı pratik hayatta yerini almış oldu. Ancak 1878’den itibaren II. Abdülhamit’in takip ettiği politikalar çerçevesinde “Osmanlıcılık” fikri de geride kalmış, daha çok İslamcılık fikri öne çıkmıştı. Buna rağmen II. Meşrutiyet’in ilanına kadar muhaliflerin en çok tartıştığı fikirler arasına girmişti.

Muhalifler, II. Abdülhamit’in saltanatına son vermek için bütün Osmanlı azınlıklarının da desteğini almak gerektiğini bilmekteydiler. Bunun için Meşrutiyetin yeniden ilanıyla ortak hareket etmenin önemini sıkça vurgulamaktaydılar. Dolayısıyla 24 Temmuz 1908’de Meşrutiyet ilan edilince yeniden Osmanlıcılık fikrinin güç kazanacağı düşüncesi belirdi. Bunun için Meşrutiyetin ilanına Osmanlı unsurları sahip çıkmakta gecikmedi. Meclis’te yeniden temsil hakkının gerçekleşmiş olması, birçok meselenin de çözüldüğü şeklinde algılandı.

Bu iyi niyetli çabalara rağmen Meşrutiyetin ilanından kısa bir süre sonra Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilan etmesi, savaş naralarının artması, Osmanlıcılık fikrine büyük bir darbe vurdu. Bu gelişmelere karşılık Türk aydınları arasında da yavaş yavaş Türk milliyetçiliği fikrine yönelmeler başladı.

1912-1913 Balkan Savaşlarının da ortaya çıkması ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin iktidara gelmesi de bu süreci hızlandırmış, I. Dünya Savaşı’nın çıkışı ve sonraki gelişmelerde “Osmanlıcılık” fikrinin daha da zayıflayarak ortadan kalkmasını hızlandırmıştı.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir